Şu anda çalıştığınız kurum ile ileride çalışacağınız kurumun banka promosyon anlaşmalarına bakmanız lazım. İnternet sitelerinde yayınlanmış olması lazım, ya da istetir incelersiniz, buna hakkınız var.
Bütün ihtimaller olası.
1- Kurumların banka ile yaptığı anlaşmalarda, çalışıldığı gün kadar hesaplanacak kıst promosyon ödenebilir, eşim de memur eşimin iş yerinde bu şekilde. Bu durumda her iki kurumdan da çalıştığınız/çalışacağınız gün kadar promosyon alma hakkınız vardır, mantıklısı bu aslında hiçbir şekilde kaybınız da olmaz, fazladan alacağınız bir para da olmaz.
2- Kendi çalıştığım kurumda ise, belirlenen promosyon bedeli, o sırada çalışan herkese eşit olarak dağıtılıyor. Bir gün önce işten ayrılan alamazken, bugün promosyonu alıp ertesi gün işi bırakan aldığını iade etmiyor. Ancak ücretsiz izinde olanlar döndüklerinde alabiliyorlar.
3- Küçük bir ihtimalle her iki kurumda aynı banka ile anlaşma yapmış ise, banka tarafınıza eski kurumunuzda promosyon ödendiği için yeni kurumda promosyon ödemek isteyebilir. (Bu bizim kurumda oldu, tayin ile gelen çalışan aynı bankadan eski iş yerinde promosyon aldığı için burada alamadı, uğraştı ama banka geri adım atmadı) Promosyon sözleşmelerine bakarak, kıst hesaplama vs. gibi bir durum var ise hakkettiğiniz kadarını alırsınız.

Siz şimdi çalıştığınız yerde promosyon alıp cebinize atın derim ben. Gittiğiniz yerde bankasına göre alma ihtimaliniz bence yüksek. İlişik kesme evraklarına da promosyon aldığınız falan yazmaz. Promosyon banka ile çalışan arasında bir şey çünkü, kurum bunun kaydını ciddi şekilde tutmaz.

Ancak kendinizi sağlama almak için, promosyon sözleşmelerini muhakkak edinip okumanız gerekir.

gideceği belli olana verilmiyor.
bizim kurumda emekli olacağı belli olan insanlara vermediler.

ayrılırken promosyonu benden geri almıslardı. iş bankası.

teşekkür ederim cevaplarınız için, daha detaylı araştırmam lazım. kurumda nedense banka ile yapılan sözleşme sır gibi saklanıyor, sözleşmeyi talep eden bir dilekçe yazdım ama geri çektim gider ayak sıkıntı yaşamayayım diye.zaten tayin yazım gelmesine rağmen 2 aydır ilişik kesemedim işler bahane edilerek.2 yerden almak çok güzel olur, paragöz olduğumdan değil, 1 yıl boyunca tayinle beni uğraştırdılar eşimden ayrı kaldım, dünya kadar git-gel yol masrafının eziyetin diyeti olarak düşünüyorum ben, bir nevi maddi tazminat.

nike'ın modelleri iyi bence.
mağazada ne için istediğini söylersen sana modelleri gösterirler.
pahalı olur mu olmaz mı bilmiyorum ama tavsiye ederim.

Hepsiburada'da işini görecek ayakkabılar var: goo.gl

kaç numara giyiyorsun?

38.5-39

www.barcin.com
www.boyner.com.tr

nike air pegasus 28

mükemmel bir ayakkabı, ancak kış için uygun değil tabi.

decathlon magazasina gidip oradaki pumalari deneyebilirsiniz. ben 40tlye almistim evvelki yil gayet iyiler. spor salonu ve yuruyus disinda kullanmiyorum en az 4 sene daha gider.

Puma Faas serisi işini tam görür.. Bütçene göre 300-500-800 seçebilirsin

karşılamıyor malesef:( yüzdesini bile karşılamıyor. lüks gibi görüyor olmalı :@

Karşılıyor gayet. Eskidendi o karşılamama olayları. Devlet hastahanesi ortodonbti bölümüne gidiyorsun, ordaki şişman amca seni yan ofisteki arkadaşın muayenehanesine sevk ediyo ( Yandaki de buna sevkediyo, kendilerine sevkedemediklerinden dolayı).Orda takılıyo tehcizat. Fakat şu şekilde. 18 Yaş altında olman, ve tedavi bitiş süresinin de sen 18 yaş altındayken sonlanması gerekiyo. Önce parayı ödüyorsun taksit taksit, bittikten 3 ay sonra mı ne belirttiğin hesaba yatırıyor devlet baba.

@serseri mayın, "babam emekli sandığına bağlı, onun üzerinden düşmeme birkaç ay kaldı" demiş. demek ki 25 yaşına yaklaşmış. senin 18 yaş olayı uymuyor ona demek oluyor bu.

neyse arkadaşlar sağolun başka bahara kaldı bu ortodonti işi demek ki.para kazanayım da kendi paramla yaptırayım bari.

zor durummuş gerçekten. iyi bir toptancı bulup çorap alıp satabilirsin, çifti 1 liradan. bence iyi para kazanırsın iyi yerde tezgah açarsan. ama düzgün çorap olmalı.

koniks.com'un forumlarında bazen çorapçı oluyor toptan.

yarışmalara katılabilirsin mesela. kısa film yarışmaları oluyor ödülü borcunu kapatabilecek olan.

broşür dağıtarak, iyi bir eforla bir günde 11-6 arası 50 tl kazanabilirsin ki bu her 7 saat te borcun 100de biri eder. benden bu kadar maalesef..

hangi şehirdesin bilmiyorum ama barlarda gitar çalmak aklına gelmemiş olamaz sanırım ? gayet de iyi para alıyorsun, üstelik bir akşamda bir iki barda çalman mümkün olabilir. onun dışında amelelikte iyi para var ancak 6dan sonra olur mu bilmiyorum, hafta sonu yapabilirsiniz ankara'da günlük 40 liradan çalışıyorlar,ee bi yandan da normal işinden kazandığın paradan eklersin, az da borç harç kredi falan derken. Allah kolaylık versin.zor iş

başkalarından borç alabilirsin.hem vadeyi uzatır hem de meblağları bölerek risk paylaşımı da yapabilirsin.o arada herhangi bir iş yaparak da bunları ödeyebilirsin.

Uzun metraj filmde çalış. Set ekibine yardımcılık - çaycılık -time code tutma tecrübe/bilgi gerektirmeyen işler ve haftada 400-750 lira arası bırakabilir.

En mantıklısı kredi almak rahat rahat ödemek ama.

sabit bir gelirin yoksa kredi vermezler. istisna vardır bilemem. ailen senin için alabilir ama.

birkaç barda birden gitar çal bence akşamları. gündüz de başka bir iş bulmaya bak.

yazacaklarım amelilik işleri olabilir fikir vermesi açısından bakınız;
*hamallık yapabilirsin ortlama bir kamyon boşaltmaya 60-80 tl gibi bir para alıyorlar(tabi bu yere göre değişebilir,iş olduğunda seni çağırıcak tanıdığın olması lazım)

*restaurant&otel v.b yerlerde düğün,toplantı olduğu zaman extra adam ihtiyaç olur çalışma saatleri de genelde düğün toplantı başlangıcından 1-2 saat önce olur iş bitip ortalık temizlendikten sonra çıkarsın.bahşiş hariç en azından 50tl alırsın.özellikle yazın cumartesi,pazar boşum diyorsan kesinlikle bir araştır . adam lazım olduğunda seni çağırıcak tanıdığın olması lazım.

*belli bir sabit gelirin varsa tüketici kredi çekebilirsin ziraat bankası faiz oranı 1,34 12 ay vadeli 5000tl'lik kredinin aylık ödemesi 460 tl'ye geliyor.

Coachsurfing'den belli dönemler için odanı kiraya verebilirsin eğer müsait bir oda var ise. Uzun süreli gelen turistler oda arıyor.

eğer imkanın varsa tanıdık birinden 5000 liralık netten taksitle altın falan al, bozdur ver adama. her ay ödersin bir miktar sonra borcunu.

denize sıfır bir yere git. otellere garson arıyorlar bu vakit. hepsini tek tek dolaş mutlaka iş bulursun birinde. nereden baksan en az 1 milyar kazanırsın aylık. otelin yıldızı fazlaysa maaş daha da artabilir. resepsiyonda falan iş ayarlarsan ekstradan bahşişlerden de para kazanabilirsin. eylül sonuna kadar yapabileceğin ve kısa zamanda fazla kazanabileceğin en iyi iş bu bence.

bu arada 5 milyar fazla geldi bana. inşallah bulursun.

açıkcası çorap alıp satmakla, eğer çok ünlü falan değilsen ki değilsin anladığım kadarıyla barlarda marlarda gitar çalmakla, amelelik yahut garsonluk falan yapmakla 2 ayda 5.000 tl toplaman olacak iş değil gibi duruyor.

yani yapmayın etmeyin allaşkına arkadaşlar, amelelik dediğiniz şey kolay iş mi? hem de öyle her isteyene amelelik yaptırırlar mı? en basitinden buyrun mercan'da bir kamyonu boşaltmaya talip olun bakalım başınıza ne işler geliyor.

kredi önerisi herhangi bir sebepten dolayı geçersiz ise önerebileceğim en mantıklı şey yıllar yılı taşak malzemesi yaptığımız gün hadisesidir. hani anneler teyzeler falan böyle bir araya gelip altın günü yaparlar ya hah işte öyle.

kafa dengi 15-20 arkadaşınızı toplayın durumunuzu izah edin, ilk günün de size çıkmasını rica edin. böylece sorun ortadan kalkar. burada dikkat edilmesi gereken şey (mevcut kişi sayısı * herkesin verebileceği max. tutar'ın en az 5.000 tl etmesi)

bundan sonra amelilik mi yaparsınız garsonluk mu yaparsınız artık orası size kalmış...

bestbuyda acer 5740 var fiyat 1200 falandı galiba, bir bakın izmirdeyseniz.

5740g değildi herhalde?

burda duyuru vermiş samsung r580li biri vardı 1250 istiyor sıfır ayarında makine için bir bak derim.

bende benzeri düşünüyorum.
uzaktan akrabam kazanıp çalışmış bir devlet kurumunda, 1250 tl ile hemde. 2.öğretim ve çalıştığı kurumdaki üstleri tarafından rahatlık sağlanmış.
böyle birşey işte. istifa etmeyi de senin sorun ile öğrenmiş olcam.

öncelikle aynı düşünceleri yaşamış, 2 sene önceki sınavdan 91 puan almış ve 3 yerleştirmede atanamamış birisi olarak, eğer atanmak istiyorsan ve düz lise (anadolulisesi vs...) mezunu isen 93-94 puan'dan aşağı bir puan almaman lazım. evet böyle birşey yapabilirsin, ama amirlerinin okul için izin verip vermemesi üstlerinin inisiyatifine kalmış bir şey. eğer amirin (müdürün) iyi ise sana bazı kolaylıklar sağlayabilir, ama kıllık da yapabilir bu tamamen ona kalmış. benim ev arkadaşım yaklaşık 4-5 senedir aynı şekilde çalışmakta ve sınavlara girebilmek için yıllık iznini kullanmakta, dersler zaten hak getire. ama dediğim gibi amirine kalmış derslere gitmene izin verebilir de. ayrıca istediğin zaman istifa edebilirsin, yoluna devam edebilirsin...

tabiki istifa edebilirsin, hem de çok kolaylıkla. bir dilekçeye bakar, hatta dilekçesiz bile olur 10 gün gitmesen istifa etmiş sayılırsın sorun da yaratmaz. hatta ve hatta bölümün ne bilmiyorum ama mezun olduktan sonra da memur olmaya devam edceğin için bölümünle ilgili bir devlet kurumuna kurumlararası atamayla atana da bilirsin. bu da mümkün yani..ders programını da kafana takma, çalıştığın kurum ayarlamak zorunda. üniversitede çalışmaya gelince o da olur tabi ama kadronun açık olma durumuna ve puanına bağlı.. başka soru?

sana kendi yaşadıklarımdan yola çıkarak anlatayım istersen;
yıl 2004 össden sonra girdiğim lise kpssden 90 gibi bir puan aldım.benim de hedefim okurken çalışmak ve okul bitince atanma derdi olmasın milletin önüne geçeyim idi.ilk bikaç atamada memur olarak atanamadım.sonra ptt'de dağıtımcı olarak yerleştim ama kararsız kaldım.devlet personal daire başkanlığına filan gittim sordum.bana kurumlar arası atamanın zor olduğu ve ünvan değişikliği sınavının çok seyrek açıldığını söylediler ve vazgeçtim.kendi bölümüm inşaat müh. bu arada.yani yıllarca postacılık yapmak zor geldi bana.
sonra üni'de sınıfımdaki biriyle tanıştım yıllar sonra.o da benimle birlikte aynı süreçlerden geçmiş ama devam etmeye karar vermiş biri.yaklaşık 2 yıl hatay'da postacı olarak görev yapmış asaletini tasdik ettirmek için.sonra okuduğumuz okuldaki ptt şubesine tayinini çıkartmış.altında arabası vardı ve derslere sınavlara rahatlıkla girebiliyordu.geçen sene mezun oldu okuldan ama şimdilerde ne yapıyor bilmiyorum.başka bir kuruma geçebildi mi,hala orda mı fikrim yok.

sonuç olarak eksi yönü eğitim hayatından en az 1.5 yıl götüreceğini bil.artı yönü ise cebinde paran olacaktır hem de öğrenci gevşekliğine kapılmayacaksındır, iş hayatına alışık olacaksındır.karar senin.unutmadan lise düzeyinde puanlar tam anlamıyla uçar haberin olsun ben yaparım ederim diye hafife alma.90 küsürle hademe alıyorlar artık...

ilgilendiğin alandan bir öğrenci kulübüne üye ol. gerisi gelir zaten..

tiyatroydu müzikti spordu hiç mi ilgilendiğin birşey yok. tek başına bu aktiviteleri yapman önce gayet eğlenceli sonrasında yeni arkadaşlıklar kurmak için gayet faydalıdır. Ne yaparsan yap öncelikle dışarı çık. kendini evden kov.

evde tek başına mı kalıyorsun?
eğer öyleyse senin gibi birinin yapacağı en büyük hata olur bu.en yakın zamanda yanına birini almayı düşün.iyi biri çıkar çıkmaz ama en azından evde ses olur, onun gelen gideniyle kaynaşırsın sen de.ha kötü mü çıktı, o zaman merak etme kötü ev arkadaşı dışarıda birçok güzel arkadaş edinmeni sağlayacaktır... :D
ha unutmadan bölüm olarak böyle turizm, öğretmenlik filan hoş olur, mühendisten koşarak uzaklaş asosyalin ağa babasıdır onlar, kendimden biliyorum :D

tematik bir cafe bul(bu tabir doğru mu ki?), mesela şairlerin, fanzin hazırlayanların ortak mekanı olduğu,
hobi kurlarına yazıl

piyano al. çok ciddiyim. böylece yalnız da olsan, evinden de çıkmasan yapabileceğin güzel bir şey edinmiş olursun, hem yalnızlığın o kadar da kötü olmadığını fark edersin.

kendi kendini bilerek yalnızlaştırmışsın bence. biraz etrafına bakmayı dene durumun tersine dönmesini istiyorsan...
gözüne kestirdiğin bir grupla takıl.grup, kendi kafana birebir uygun olmayabilir ama bitakıl!
bişey kaybetmezsin.

en aktif topluluğa gir. Bir sürü yeni insan tanırsın. Genelde çoğu bölümde sınıf profili fikstir. 1/3 ü takılmayı seven adamlar, 1/3 ü "abi/abla" tayfası 1/3 ü yıllar geçse bile adı hala bilinmeyen sönük tipler.

Sende sadece girişkenlik yok gördüğüm kadarıyla. Dediğim gibi bir cesaretler topluluklara dal gitsin. Birden fazla gruba katılırsan ortam yaratırsın.

İstediğin çoğunluğu sağladığın zaman o çoğunluk getireceği gereksiz formaliteler yüzünden arar olacaksın seçilmiş yalnızlığını ... Tamam 3-5 kişi olmalı arada görüştüğün ama olmazsa da bunu bir sorunmuş veya eksiklikmiş gibi algılama ... İyi düşüüün...

alerji olabilir mi?

alerjik bi durumum yok ama.

bilmediğin bi alerji olabilir. eski bi çizgi film vardı life with louie diye bilmem bilir misin, onda çocuk bi sabah uyanıyordu eli şişmiş başka bi sabah uyanıyordu kafası şişmiş falan doktora gidiyordu tahıllara alerjisinin olduğunu öğreniyordu. ve de alerjiler sonradan da oluşabiliyor. ya da bilmediğin bir şeye de alerjin olabilir. :)

Çok fazla tuzlu yiyor olabilirsin. bunun sonucu olarak vucut su tutup ödem oluşturuyor olabilir ve gün içinde geçiyordur haraktle...

ya da romatizmal bir sorunun olabilir ...

@devils trill: ben o çizgi filmdeki çocuk olabilirim.
@janavarorion: tuzu çok fazla tüketmiyorum, gün içinde geçiyor ama uzun bir süre sonra.

diyabet olabilir mi?

Böbrek ve karaciğer fonksyonların nasıl? uyanıkken olmuyorsa yatış pozisyonundan kaynaklanıyor da olabilir. bence en kısa zamanda bir doktora başvur. allerjik bir sebepten kaynaklanıyor da olabilir hiç bi şey yoksa da kafan rahat eder ama erteleme

sevk edilmişlerdir muhtemelen selimiyeden, yakınlarda tatbikat filan var mı acep, oraya gidiyor olabilirler.

yakınlarda olaylı anadolu kartalı tatbikatı vardı, bi de ingiltere ile geleneksel bi tatbikat varmış.detaylar ilgili linklerde:

www.haberturk.com
www.tsk.tr

not:ne güzel çalıyor lan genel kurmayın sitesi... tey tey marşa bak... :D

Örneğin benim askerlik yaptığım Tekirdağdaki taburumuz Şırnak'a taşınmıştı. Taburun büyük bölümü oraya gitmişti geriye sadece minimum seviyede asker bırakılmıştı. Onun gibi bir durum da olabilir.

bazen hayal gerçekten iyidir. :)

ne demiş Orhan Veli: Düşünme, arzu et sade! Bak, böcekler de öyle yapıyor.

tipinden hoşlanıyorsun onun , yada beğenme diyeyim . bende eski aşkımı görünce nefesim kesiliyor ama aşık değilim buna eminim

şu söyleyeceğime şimdi inanmayacaksın: "geçecek".
bir süre sonra bu sözü hatırlayıp "hani geçecekti?" diyeceksin.

geçtiğinde bu söylediğimi hatırlayacaksın.

ibrahim tatlıses'den geliyor: aaa-şık-sın dıbıbı bıbıbım.

uzun zamandır kafamda onu öldürmeye çalışıyorum, sanki hiç varolmamış gibi hissetmeye çalışıyorum.onu hatırlatacak birşiy bırakmadım neredeyse çevremde ama bi türlü peşimi bırakmıyor.durduk yere sokaktaki kızlarda gözlerini, dudaklarını, saçının rengini, şeklini görüyorum seçiyorum.

geçeceğini biliyorum, o yolda da ilerlediğimi düşünüyorum ama keşke daha sancısız olsa...

sancılı oluyor ne yazıkki .. 2 ay belki de

ne iki ayı. şunun haline baksana. en az bir yıl.

sancıya candan erçetin iyi gelebilir.

romantik komedi tarzı filmler izlenebilir. aşk tarifi mi, aşk pastası mı ne? katrina zeta cons yemek pişiriyor falan hani. hah o güzel. ağla açılırsın. hayat iyiyle kötüyle, neşeyle kederle var. biliyorum, anladım: için çok acıyor. olaya iyi yönünden bak, ömrün boyunca bir daha asla öyle bir acı çekmeyeceksin.

yorum ve önerilerini esirgemeyen hepinize çok teşekkürler, sancısız mutlu günler dilerim.

Aynı durumu ben de yaşamıştım, başkasıyla çıkınca koy g... rahvan gitsin diyosn.

çivi çiviyi söker içinden gelmese de başkasıyla beraber olacaksın bir yada iki derken geçiveriyor yoksa aylarca sürüyor bu pathetic durum :) benim başımada geldi zamanında kaç kere hemde böyle yaptım ve kızı gördügümde de umursamadım ikinci yada üçüncü kızda geçti.tabi bu beraber olma olayı sadece haftalık takılmalar olucak :)ayrıca kendini o kızdan üstün düşün dostum ben ondan iyisini de bulurum ondan iyisine layıgım diceksin :)

lorena lorena mckennitt - santiago
www.youtube.com

basardiimm!

anne karnı görüntülerini sanırsam 4 boyutlu ultrasonla oluşturuyorlar.Ama hepsi buradan olmayabilir, ultrasonla elde edilen sınırlı görüntüyü özel efektlerle daha da mükemmel şekilde görselliyorlar galiba.

@want2die : Ben de yaklaşık 6 aydır arada aklıma geldikçe şınav çekiyordum.ilk başlarda ben de epey zorlandım ama şimdi gık demeden tıkır tıkır maaşallah.Lakin ben bir türlü düzenli yapamıyorum ama hınçlandım şimdi.Sağolasın program için, ben de başlıyorum kısmetse haftaya pazartesi.

Not:Niye pazartesi diye sormayın... :))

şınav bench pressin yerini bi yere kadar tutar
want2die nin açıklamalarını imzalıyorum bu arada
neyse, nereye kadar tutar dersen bu ağırlıkla ve başka böyle detaysal denge, fizik kurallarıyla falan alakalı sonra birlikte çalışan kaslarla da alakalı
detaya girmeye gerek yok sırta kendi ağırlığının 3te1ini koyup şınav çekebiliyorsan böyle 15-20 tekrarlık 3-4 set bu gayet iyidir
ama göğüs kaslarına da bench press de ki kadar yükü şınavla kaldırtamazsın en azından ileri seviyedekiler için bu kesinlikle geçerli. yeni başlayanlar içinse değil tabii ki.

şimdi ben 65 kiloyum, şınav pozisyonunda ellerimi tartıya koyunca tartıda 42 kg falan görüyorum. 30 kgı da ekleyince 70 kg falan yapıyor. ancak benchde en çok çıkabildiğim kimse bara dokunmadan 65 falandı. yani sanki şınavda daha rahatım.
o yüzden sordum boşuna mı çalışıyorum yoksa diye.

ayrıca setleri standart bench çalışır gibi 4*8 ya da 5*8 tutuyorum.

ayrıca hazır ilgili kişiler kümelenmişken daha önce cevap alamadığım şunu da sorayım :)
#98913

öncelikle bana sitemde birisi sormuştu şınavda ağırlığın kaçta kaçını kaldırıyoruz diye ben de kendisine ortalama bir değer söylemiştim ve cevabmda bunun kişiden kişiye değişeceğini söylemiştim.

şunu söylemek istiyorum, sen şimdi elini koyuyorsun 45 kilo ama hareketi yaparken o 45 kiloyu nasıl kaldırıyorsun? işte sorunun cevabı burada gizli.

bir bench press de ağırlığı nasıl kaldırırsın? hangi bölgelerinden kaslarından kemiklerinden yardım alırsın?
bu nedenle şınavla birebir aynı değildir ve sadece kaldırdığımız ağırlığa bakarak bir yorumda bulunmak kesinlikle doğru olmaz.

dediğini şuna benzetebiliriz tam bir benzetme değil ama olayı anlatmak için abartılı bir örnek vereceğim
koparmada örneğin 30 kilo kaldırıyorsun sen ve 50 kilo kaldırman mümkün değil
silkme de neden 50 kiloyu kaldırabiliyorsun? sonuçta ikisinde de kaldırıyorsun değil mi (burada ağırlık kaldırıldığında etki aynıdır o açıdan iyi bir örnek değil ama hareketin önceki aşamalarında kaldırılan ağırlığın farklı olması nedeniyle bu örnek de iş görür)

demek istediğimi anlatabildim mi? sonuçta şınav şınavdır bench press bench presstir

www.cekingen.net
bu linkte site yöneticilerine mail yollanmalı demiş.faydalı olacağını sanıyorum.ayrıca hesabı gsm telefon numarasıyla aktifleştirdiğimizi hatırlıyorum ben, bu bi işe yaramalı.

ben bundan bir yıl kadar önce pack 3 e geçtiğimde pc yamulmuştu resmen.ilk çıktığında driver sorunu vardı ama bunu çözdüler galiba.şuan söylediklerine göre gayet iyi pack 2ye göre.ben de deneyimledim gibi pc biraz daha rahat çalışır oldu.

benden tavsiye sistem geri yükleme noktası oluştur beğenmezsen dönersin geri...

sp3 kullanıyorum. problem yok. bir yararı da yok gözle görülen. illa sp3 kurucam dersem xp cd'sine sp3 entegre edilmiş bir cd ile kur. sp2 üzerine kurulan sp3'lerde sorun çıktığını çok okudum.

sp3 zaten tüm sp2 güncellemelerini içermiyormuydu? yoksa ben mi yanlış biliyorum?

lise ve üni. yatılı okulda okuduğum için bir çok arkadaşımın ilişkisini bilirim. tecrübelerime dayanarak: yaşadıkların normal. zamanla hazmedersin. kendinle barışır özgüvenini tekrar kazanırsın. ilaç: zaman. doz: 2-3 yıl.

aynen cashkopatın dediği gibi zaman,başka bir sey değil,ek olarak birşeyler yapmana gerek yok,zaman geçtikçe kendinle barışırsın ve özgüvenin yerine gelir.

tabi ki normal yaşadıklarınız, sanmayın ki başkalarından ayrılan başkaları, farklı şeyler düşünüp, onlara üzülüyor.
emin olun onlar da sizin düşündüklerinizi düşünüyorlar. sizin hazmedemediklerinizi hazmedemiyorlar, ama herkes bir şekilde yolunu buluyor ki hayat devam ediyor. sizde de aynısı olacak eminim. unutursunuz yani merak etmeyin.

ben de aynı durumda sayılırım şuan için.ki bu benim için ilk de değil.her seferinde atlatılıyor merak etme.şuan ne kadar yeni bir ilişkiye karşı soğumuş olsan da günü geldiğinde tekrar mal gibi olacaksın afedersin.ne kadar soğumuş olsan da,kendini uzak tutsan da eninde sonunda buzları kıracak biri karşına çıkacak.

sana tavsiyem, kendinle savaşmayı bırak, önceki başına gelenler sadece senin suçun değil.kabuğunu kırıp av olmaktan avcılığa terfi etmen lazım.seni öldürmeyen daha da güçlendirir.Bu süreçte sosyal olman çok önemli, mümkün mertebe yalnız kalmamaya çalış,yomsa geri dönersin götün götün eski ruh haline.bırak arkadaşların unuttursun ve yeni bir şeyler koysunlar kalbine.

ben de epey karışık yazdım ama son olarak şunu söyleyeyim; dünyada en önemli kişi sevgili olmamalıdır.senin gibi bir durumda en mantıklı olan ailene ve arkadaşlarına daha sıkı sarılman olacaktır.

nese hala karışık ama sen içinden seçer bi şekilde anlarsın...

zamanla unutursun diyeceğim fakat herkes demiş asıl diyeceğim kiralık tutup topuklarına sıktırın

aranızdaki ilişkinin derecesini, sana karşı tavırları hakkında pek bir yorum yapamayacagım. ama şu noktaya şiddetle deginmek isterim ki, senden baskın çıkmış. bu şu demek oluyor ki, kadın-erkek ilişkilerin'de baskın çıkan taraf daima son sözü söyleme hakkına sahiptir. sende o derece bir kuyruk acısı bırakmış ki, bu yazdıklarından onu anlıyorum. unutmaya calıstıgın, sana yara verdiğini düşündügün, şuan kendisinin içerisinde bulunduğu rahattlık'dan mütevellit, sıkıntı icerisindesin. ve duyuru'ya yazma ihtiyacın vuku bulmuş.

çözüm nedir? ne yapmam gerekir dersen,
ilk etapta hic bir şekilde kendisiyle iletişim kurma derim. zaman herşeyin ilacıdır. huzur bulabilmen, kafanın rahatlyabilmesi adına, çivi çiviyi söker mantıgıyla davranıp yeni bir hataya mahal vermemek adına, ilişkiler'den biraz uzak derim. kendini hobilerine yönlendirebilirsin.

- sıkma canını : )

magara adamlarina neden ilgi duydugunu kendi icinde cozup kendini tedavi etmezsen bu dongu baska adamlarla da surecektir. onun disinda gecer herhalde..

kendine yüklenmemeye caliş olur boyle şeyler kafani sürekli meşgul et atlaticaksin, atlatamiorsan bir kereligine o adamin seviyesine düş ve içindekileri aynen boşalt, hakaret etmekten cekinme, asla tekrar konusmak, mesaj cekmek istemiorum diorsan tek care zaman herkesin dediği gibi.

ben de zamanında senin gibi bi ilişki yaşadım. adamla üniversite zamanları çıkıyoruz. üç yıl olmuş artık okul bitecek bana evlenmem lazım diyip duruyor, ben de tabi ümitleniyorum aa ne güzeel evlenicez diye. ama ne öğreniyorum: zaten, benimle olduğu üç yılı kapsayan beş yıllık sürede bi ilişkisi varmış ve onunla evleniyormuş. öğrendiğimde bir yıl kendime gelemedim, toplam iki yıl depresif gezdim. ben de ilk başlarda ah salak kafam dedim ama sonradan anladım ki beni öldürmeyen güçlendiriyor. insan bunu da hazmedebiliyorsa neler hazmedebilir? bu deneyim bana karşındakine daha stratejik nasıl yaklaşılır, erkek bişi derse aslında kafasından ne düşünce geçiriyordur gibi derslerle erkekolojide yüksek lisansa başlayıp bitirmeme neden oldu? bu yüzden bunu hiç bi zaman hata olarak görme. sana şunu garanti edebilirim ki bu acı deneyim sana da birşeyler katmıştır, acın azaldıkça başka ilişkilerin oldukça bunları görüp farkedeceksin. özgüveninin nasıl inanılmaz biçimde yükseldiğini anlayacaksın. zamanı gelince sen gereken adamlara "o çook sevdiğim yoluna köpek olduğum adama mahal vermedim sana mı taviz vereceğim" diyeceksin, basacaksın tekmeyi. işte bu çok eğlenceli oluyor. tabi bu zamanla olacak. o yüzden içinden anlatmak geliyorsa git arkadaşına anlat, ağla içini dök, onunla ilgili yaptığı salak saçma seyleri düşün ve bununla ilgili onu küçümseyen espriler yap ki özgüvenini tazelemesine yardımcı olsun. böyle böyle bunlar da geçiyor be canım. çok geçmiş olsun. verilmiş sadakan varmış, allah kurtarmış:)

hmm.. hepinize teşekkür ederim, iyiki yazmışım duyuruya, uzun uzun okudum kaç kere hepsini.(zaman ayırıp yazdınız, hepinizin adı geçsin:))

@cashkopat @losencilis @pinking of you, zaman zaman zaman. bu acıyı sindire sindire çekicem başka yolu yok demekki. insan bir şey yaşadı mı bir kendi yaşadı sanıyormuş, normalmişim.
@das sigma, anladım anladım hepsini merak etme. kendimle bir gün barışacağıma dair umut bıraktın içime :)
@Ayiyogi, tr de olsam direk gider döverdim adam madam uğraşmazdım tutmaya :)
@claimer, tespitlerinde haklısın. canımı sıkmamak elimde değil ama düzeleceğim inanıyorum :) biraz kendimle kalayım ilişkilerden uzak durayım evet..
@kurukafa duraksadım baya bi cevabını okuyunca. valla o yönden düşünmemiştim. bana bu hataları yaptıran arıza bir kısım var sanırım, o arızamı tamir etmeliyim, farkına varmak da bir başlangıç belki :(
@saturndeki salyangoz, uzak olsun benden artık :) kendi kendimi affedemiyorum, geçtim onun kısmını.
@bıdıbıdı yaşadıklarını görünce sıcaklık hissettim, umarım erişirim o dediğin seviyeye bir gün, ve zararın neresinden dönersem karmış, şükretmek de lazım aslında :) iyi dileklerin için teşekkürler canım,

sağolasınız..

Geçenlerde national geoda izledim bununla ilgili birşeyler, uyurgezerlerin işlediği suçlar ve sonuçları işleniyordu.uyurgezerken cinayet işleyip sonra uyurgezerliğini sebep göstererek beraat edenler vardı.Seni korkutmak gibi olmasın ama nolur nolmaz ilerde belki böyle bi durum olur, sen en iyisi bir uyku kliniğine git bi gece yat.Hacettepede var sanırsam sadece.iyileşemesen bile en azından tescillettirmiş olursun, başına bi iş gelirse dayanağın olur.Kolay gelsin, acil şifalar...

çözemediğiniz, bastırdığınız bir sorun uyurgezerliğe sebep olmuş olabilir. uykuda yürümenin önüne geçebilirsiniz ama, dediğim şekilde bir sorun varsa başka belirtiler ortaya çıkabilir. yatağın yanına yere, uyandığınızda ayaklarınızı koyduğunuz yere ıslak bir havlu koyun. bu uyandırıyor:) ben denemiştim olmuştu.

ankarada mesai saatleri dışında ya da haftasonları kurs olanağı veren kurslar büyük ihtimal mevcuttur, onların detayına inmedim pek ama öncelikle karşılaştığım bir şeyi paylaşayım.

2003' ten Önce Ehliyeti Olanlar SRC Eğitiminden Muaf Olacaklar
25 Şubat 2003 tarihinden önce sürücü belgesi olanlar ve SSK ve Bağkur'u olanlar eğitime tabii olmadan SRC belgesine sahip olabilirler. Bilgi almak için: (0312) 362 22 88 - Serkan Yıldız Mesleki Eğitim Merkezi

Eğer ehliyetin 2003 öncesi ise ilana göre derse gitme derdin olmayacak, ne güzel değil mi? :D

başkası adına ben çıkartacam belgeyi.. biraz zor bi ihtimal gibi ama belki olur

Karışıktır mesela araya daha eskilerden atıyolardır ondan olabilir.

olabilir aslında, çünkü ne çilek ne de limon seçmece değildi, biri plastik kutuda diğeri filede satılıyordu. acaba böyle bir pazarlama stratejisi mi geliştirmiş adamlar?! pes doğrusu eğer öyleyse.

yamulmuyorsam meyve, sebzelerde yuzey temasi da curumeyi etkiliyor.

(konuyla alakası yok ama farmville'le ilgili bişeyden bahsediyosun sandım. Allah kurtarsın bizi)

yüzey teması iyi bir yaklaşım.

geçenlerde kendi ağacımızdan elma topladık.annemler mümkün olduğunca darbe almamalı dediler.az da olsa darbe alan meyveler hemen sulanmaya çürümeye başlıyor o bölgeden.bahsettiğiniz limon ve çilekler de toplanma ya da taşınma sırasında dışardan belli olmayacak şekilde deforme olmuş olabilir.

Alırken satıcının hoyratça poşete savurmasına ve eve getirirken de arabada ezilmemesine dikkat etmeli, dolaba da adam gibi dizmeli, yoksa sonuç çarşıdan aldım bir tane eve geldim çürümüş olabiliyor.